5 Nisan 2014 Cumartesi

Vücudumuzu Dinliyormuyuz?

Çoğu zaman diyet yapmalıyım, kilo vermeliyim düşüncesiyle yola çıkıyoruz.
Ardından buzdolabının kapısına astığımız günlük listeyi uygulamaya başlıyoruz. 
21 gün sonunda biraz alışıp artık ciddi anlamda giyemediğimiz pantalonları yeniden dolaplara asıyoruz. 
Hedefe ulaşıyoruz yada ulaşmadan sıkılıp bırakıyoruz. Bir süre bununla idare edip sonra yeniden aynı döngüye sil baştan başlıyoruz. 
Biz bunların hepsini anlık zihin farkındalığıyla yapıyoruz. Peki ya vücudun farkındalığına ne oldu?
Vücudumuzdaki tüm dokuların, yağların, kasların hepsininde ayrıca birer zihinleri olduklarını biliyormuydunuz?
Her diyette off yinemi diye onlarında kendilerine göre içlerinden bin araba laf ettiklerini ve diyet yapmaktan sıkıldıklarını?
Oysa biz yerken tadını beğendiğimiz yiyeceklere nasıl çok lezzetliymiş, harika bir tadı var diyorsak. Vücutta bu besin tam bana göre veya bu bana göre değil diyor ve bunu birşekilde birtakım tepkiler vererek bize gösteriyor. 
Çiğ salatanın bazı vücutlara gaz yapması yada  hiç dokunmaması, Gluten'in kimi kişiye yaramaması veya hayvansal proteinlerin kimi vücutta aşırı asit yapması gibi. 

Kilo vermekse amaç, izlenecek yol önce sağlıklı beslenmeden geçemeli. Unutmamak gereken çok önemli noktada vücudun her çeşit besine ihtiyacı var. Diyet yapıyoruz diye hayat boyu tatlı yemeyeeğiz anlamına yada bir rakı sofrası keyfi yapmayacağız anlamına gelmiyor. 

Diyetisyen ve Beslenme Uzmanı Sevgili Şeyma Tuna'nın güzel açıklaması vardır bu konuda. "Beslenme programınıza %100 bağlı olmak tabiki ilk hedeftir. Fakat zaman zaman vücuda özgürlüğünü hissettirecek alan vermelisiniz %15'lik pay bunun için yeterlidir" der.

Bu bahar önerim diyet yapın yada yapmayın farketmez yediğiniz yiyeceklerden vücudunuz ne kadar memnun onu bir keşfetmeye çalışın. 

Bedenimiz varlığımızda bize verilen en büyük hediye... 

Kocaman Sevgiler :))



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder